Abdullah Gül: Gazze'deki Savaş, İnsanlığın Ortak Vicdanını Yaralıyor!
11. Cumhurbaşkanı Gül, Gazze'deki olaylara ilişkin sessizliğin insanlık onurunu ve hukukun üstünlüğünü tehdit ettiğini vurgulayarak uluslararası toplumu eyleme davet etti.

Türkiye Cumhuriyeti'nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Project Syndicate'da yazdığı bir makalede, Gazze'deki yıkımın yalnızca bölgesel değil, aynı zamanda küresel etkileri olduğunu ifade etti. Gül, Batılı ülkelerin bu vahşete karşı gösterdiği sessizliğin insanlığın ortak adalet anlayışını ve hukukun üstünlüğüne olan inancını zedelediğine dikkat çekti.
Abdullah Gül, sözlerine şöyle devam etti:
“Gazze'deki masum halka uygulanan zulüm, neredeyse kelimelerle ifade edilemeyecek bir boyuta ulaştı. Fakat İsrail, askeri operasyonlarını iki katına çıkararak bölgedeki yayılmacı politikasını yeni bir aşamaya taşımaya karar verdi. Bu durum, yalnızca Gazze'deki insani krizi değil, aynı zamanda uluslararası barış ve güvenliği de tehdit ediyor.”
İsrail’in sivil halkı, kadınları, çocukları ve gazetecileri hedef aldığını kaydeden Gül, Batı dünyasından bu duruma yönelik anlamlı bir tepkinin gelmemesini eleştirdi. Bombardımanlar altında kalan halkın açlık ve susuzluk çektiğini vurguladı.
“60.000'in üzerinde insanın hayatını kaybettiği bildiriliyor. Ebeveynler çocukları için bir lokma ekmek, bir damla su arıyor. Bütün bunlara karşı sessiz kalmak mümkün değil. Sessizlik, rıza göstermek anlamına geliyor (Qui tacet consentire videtur).”
Albert Einstein’ın sözlerine atıfta bulunan Gül, “Dünya, kötülük yapanlar yüzünden değil, onların yanında durup hiçbir şey yapmayanlar yüzünden yok olacak” dedi. Gül, II. Dünya Savaşı'ndaki soykırımın boyutlarının yıllar sonra anlaşıldığını ve Nuremberg Mahkemeleri’nin bu anlamda önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti.
“Bugün ise farklı inanç ve yaşam tarzına sahip insanlar, bu işkenceleri günbegün canlı bir şekilde izliyor. Süregeldikçe bu zulüm, tüm dünyayı zehirliyor ve ortak insanlık bilincimizi sarsıyor. Bu denli yaygın bir vahşeti seyrettiğimiz sürece, adalet ve hukuk inancımız her gün daha da zayıflıyor.”
"BİR SAYGIN SİYASETÇİ VE AKADEMİSYEN DE BU DURUMA TEPKİ GÖSTERDİ"
Savaşın başlangıcındaki trajedinin, zamanla savaş suçlarına ve soykırıma dönüştüğüne dikkat çeken Gül, birçok saygın siyasetçi ve akademisyenin bu durumun ciddiyetine vurgu yaptığını hatırlattı.
“İsrail-Amerikalı tarihçi Omer Bartov'un New York Times'da yayımlanan makalesindeki ‘Ben bir soykırım uzmanıyım. Gördüğümde tanırım’ başlığı durumu net bir şekilde ortaya koyuyor. Bartov, BM tanımına atıfta bulunarak, İsrail'in Filistin halkının yeniden dirilemeyeceği bir durum yaratmayı hedeflediğini öne sürdü. Aynı şekilde, BM'nin Filistin Özel Raportörü Francesca Albanese de, İsrail’in modern tarih boyunca işlenmiş en acımasız soykırımlardan birine imza attığını belirtti.”
Gül, geçmişteki İsrail başbakanları ve genelkurmay başkanlarının da bu eylemleri savaş suçu olarak tanımladığını ve derhal durdurulması ile faillerin hesap vermesi gerektiğini söylediklerini aktardı.
“Helsinki Nihai Senedi’nin imzalanmasından yarım asır sonra, uluslararası hukuk kurallarının ve insan haklarının bu denli açıkça ihlal edilmesi son derece üzülerek karşılanıyor. Demokratik toplumlar, Gazze'deki durumdan dolayı derin bir sarsıntı geçiriyor. Hükümetlere olan güvenin, ifadeler ile eylemler arasındaki derin uçurum nedeniyle ciddi biçimde yara aldığı görünüyor.”
"NETANYAHU ANTİSEMİTİZMİ KÖRÜKLÜYOR"
Gül, ABD'yi koşulsuz İsrail desteği nedeniyle baş sorumlu ülke olarak gösterirken, bu konuda yalnız olmadığını da belirterek bazı Avrupa ülkelerinin Filistin’i tanımasına rağmen silah satışlarını sürdürdüğünü ve Netanyahu’ya dolaylı bir destek sunduğunu dile getirdi.
“İsrail artık Holokost'tan doğmuş bir ulus değil. Aksine, onlarca yıldır sayısız masum insana tarif edilemez acılar yaşatıyor. Bu savaş, muhtemelen İsrail için de yıkıcı sonuçlar doğuracaktır. Aşırı sağcı bir hükümetin lideri olarak Netanyahu, hem yargıyı hem de demokrasiyi zayıflatmanın yanı sıra antisemitizmi de körüklüyor.”
Abdullah Gül, Gazze’de günden güne devam eden soykırımın sadece Filistin halkına değil, aynı zamanda tüm insanlığa zarar verdiğini vurguladı.
“Bu savaşın bedeli, yalnızca Gazze için değil, tüm insanlık ve uluslararası düzen için ağır oluyor. Avrupa'nın savunduğu tüm değerler – demokrasi, hukukun üstünlüğü, insan hakları – tehdit altına girmiş durumda. Gazze’deki çatışmanın sona ermesi için Avrupa’nın daha etkin bir rol oynaması gerekiyor. Ancak ancak o zaman kaybettiği güven ve itibarını yeniden kazanabilir.”
"BU ACIYA KARŞI EYLEMSİZLİK SUÇ ORTAKLIĞIDIR"
Gül, makalesini Albert Einstein’ın uyarısını yineleyerek sonlandırdı:
“Bu denli yaygın bir acıya karşı eylemsizlik, tarafsızlık değil, suç ortaklığıdır. Bu savaşın getirdiği bedel, bizler ve gelecek nesiller için dayanılmaz bir hâl almaktadır. Eğer demokrasiye, kurallara dayalı düzene ve insan merkezli bir uluslararası sisteme sahip çıkmazsak, tüm dünya bunun bedelini ödeyecektir.”